Senden bana kalan ne varsa dans ediyor ölülerimin üzerinde. Bir festival eşliğinde tepiniyor geçmiş. Sen ki zamandan büyük güzellik; sen ki zamanın tüm eklerine sahip olan. Bazen düşünüyorum, düşünüyorum bir bende mi var bu bozukluk, tamir edilemezlik? Hiçbir şeyi olduramamak, bir parça olarak yer alamamak ? Bu hayata uyumsuzluk?
Kaybetmeyin hisleri. Uğruna savaşın çünkü öyle zamanlar gelecek ki; kötü bir haber alacaksınız ve ağlayamayacaksınız bile. Karnınızda bir ağrı ile geçecek günler artık.
Alışın.
Zamansızlığa alışın. O kadar çabuk geçecek. Aldatıcı bir rüzgar gibi geçecek aylar. Yıllar.
Ve en önemlisi bunları sadece bir olmaza, bir gidişe, bir ayrılığa bağlamamalı. Ayrılık cümlenin, hayatın neresinde olursa olsun büyük harfle başlar. Gidişler hep var. En yakınındayken de var, hiç nesnel olmadan bile var.
31 Ekim 2015 Cumartesi
26 Ekim 2015 Pazartesi
Gizli
İnsanın yaşaması için gerekli şeyler değil; edindiği meslek, oturduğu insanlar, kazandığı para. Sevgi için, incelik, güzellik, aşk için yaşıyoruz. Kimimiz buluyor, kimimiz de yaşıyor öylesine veya değil. Bilmiyoruz.
...
Bir güncel sesle sonra, çirkin ve çiğ
Bir kirli görüntüyle hayata ilişkin
Dönüyoruz gerçeğin o kalın çizgisine..
Yeni yeni yaşamlar kuruyoruz ödünler vererek
Aklımızda yüzlerce geçerli açıklama:
"Yaşamak zorundayız nasılsa, iyidir
Hiç yoktan var olmak" adına
Karşı çıktığımız ne varsa yapıyoruz hepsini.
Bir kan pıhtısı gibi yarada kuruyan
Binlerce uyuşturucu merhemle donuyor kalbinizde
Anılar inançlar incelikler düşler..*
*Aykırı Yaşamak - Şükrü Erbaş
...
Bir güncel sesle sonra, çirkin ve çiğ
Bir kirli görüntüyle hayata ilişkin
Dönüyoruz gerçeğin o kalın çizgisine..
Yeni yeni yaşamlar kuruyoruz ödünler vererek
Aklımızda yüzlerce geçerli açıklama:
"Yaşamak zorundayız nasılsa, iyidir
Hiç yoktan var olmak" adına
Karşı çıktığımız ne varsa yapıyoruz hepsini.
Bir kan pıhtısı gibi yarada kuruyan
Binlerce uyuşturucu merhemle donuyor kalbinizde
Anılar inançlar incelikler düşler..*
*Aykırı Yaşamak - Şükrü Erbaş
Yanılgı
Neden gördüğümüz şeye inanmıyorken, inanmak istediğimiz şeyi görürüz?
Çünkü umudumuz var.
Çünkü iyi şeyler olacağına dair inancımızı kaybetmeyiz.
Çünkü gerçek; sadece berbattır.
Çünkü umudumuz var.
Çünkü iyi şeyler olacağına dair inancımızı kaybetmeyiz.
Çünkü gerçek; sadece berbattır.
23 Ekim 2015 Cuma
Ağrı
Kör topal düşler, yarım yamalak cümleler var aklımda.
Yeni adımlar atmak, yerimde saydığım şu zamanlardan daha zor. Artık heveslenmemeli, en küçük bir sevgi kırıntısına heyecan duymamalı ve melali anlamayan diğerleri gibi yaşamaya çalışmalı. Baktığında; her şey olması gerektiği gibi onlar için. İş, ev, kadın-erkek, hava, dünya, zaman(!).
Olmadık, olmayacak şeylere inanmamalı, öncelikle kendini kandırmamalı.
Bu dünyada bazı duyguların gerçekten var olamayacağını anlamak gerekiyor. Varlığını reddedip, her seferinde: "yanılıyorum, hakikaten var, insan yaşamadan bilmiyor" dememek için Pavese gibi kabullenmeli hiçliği, yalnızlığı ve ızdırabı.
Kavramlara fazlaca anlam yüklememeli.
Yapılabiliyorsa hayallerde yaşamalı. Zaten bu dünyada güzel olan şeyler insan gözüyle görülemeyecek kadar küçük.
Bukowski'nin dediği gibi; "5 yıl uyumak istiyordum ama izin vermezlerdi."
Tek dilediğim -artık-, sıradanlık.
Yeni adımlar atmak, yerimde saydığım şu zamanlardan daha zor. Artık heveslenmemeli, en küçük bir sevgi kırıntısına heyecan duymamalı ve melali anlamayan diğerleri gibi yaşamaya çalışmalı. Baktığında; her şey olması gerektiği gibi onlar için. İş, ev, kadın-erkek, hava, dünya, zaman(!).
Olmadık, olmayacak şeylere inanmamalı, öncelikle kendini kandırmamalı.
Bu dünyada bazı duyguların gerçekten var olamayacağını anlamak gerekiyor. Varlığını reddedip, her seferinde: "yanılıyorum, hakikaten var, insan yaşamadan bilmiyor" dememek için Pavese gibi kabullenmeli hiçliği, yalnızlığı ve ızdırabı.
Kavramlara fazlaca anlam yüklememeli.
Yapılabiliyorsa hayallerde yaşamalı. Zaten bu dünyada güzel olan şeyler insan gözüyle görülemeyecek kadar küçük.
Bukowski'nin dediği gibi; "5 yıl uyumak istiyordum ama izin vermezlerdi."
Tek dilediğim -artık-, sıradanlık.
19 Ekim 2015 Pazartesi
Tuzak
Anlamaya çalışıyorum ama olmuyor, hakikaten. Durup düşünüyorum, kendimi uzaklaştırmak adına susuyorum. Bu da çoğu zaman doğru şeyi yapmadığım hissine kapılmama neden oluyor aslında. Ben uzaklaştıkça diğer her şey de bana yaklaşmıyor haliyle. Başka kıyılara yaklaşırken ben rölantiye alınmış bir şekilde, gözümü hasretle besleyen her şey de uzakta ayrı birer ufuk çizgisi oluyor. Ben de sırasıyla bu ufuk çizgileri üzerinde yürüyen bir cambaz gibi hissediyorum kendimi. Düştüm, düşeceğim. Beni yerde bekleyen ne varsa kucaklayacağım.
Hasretim bir düş, bir düşüş oluyor.
Hasretim bir düş, bir düşüş oluyor.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)