19 Kasım 2012 Pazartesi

Yalnızlığın Islıkları


Hasan Cihat Örter - Akdenizli Kadın

Dudaklarımdan yükselen dünyanın en gerçek melodileri; yalnızlığın ıslıklarıdır. Yüzü geçmişe dönük kahramanlık destanları yazan, gözleri arkasında kalan bir benliğin çığlıklarıdır bu hırıltılı sesler.

Soğuk.

Yalnızlık klişelerle doludur anlatılırken. Kaldırım taşları, sigara, deniz, bank vs. Çünkü anlatılan her hikaye, izlenen her film, okunan her kitaptan yalnızlığa bir pay çıkar. Benim için çoğu zaman büyük bir dilim olur bu.

Yalnızlığın marşıdır ıslıklar. Dünyanın en kalabalık örgütü tarafında icra edilen. 

Oz'da tecrite giden bir mahkum gibi olmak istediğim anlar oluyor. Alvarez gibi. Kapalı bir kutuda, sadece kendime tahammül etmek. Gerçekten de insanın kendine itiraf edemediği şeyler var mı? Bilmek istiyorum. Yaşadığım saçma sapan hayatın içinde bunu etraflıca düşünmeye zaman bulamıyorum. Ruhum sürgündeyken ben zamanını dolduran idam mahkumu gibi bir bedenden ibaretim.

Kır. 
Kır zincirlerimi.
Kır kemiklerimi.

Bilmediğim bir sende mahpus ruhum.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder