26 Kasım 2011 Cumartesi

Tezat




Yürüdüm. 

Yine soğuktu ikinci memleketim dediğim şehir. Kar vardı. Bir fotoğraf çektim, bir nefes de sigaramdan.

Attığın adımlar gömülür ya karda, tıpkı aldığın nefesle gömdüğün ruhun, benliğin gibi. Saklarsın kendini. Gerek yoktur mağarasından çıkarmaya yalnızlığa alışmış bu adamı. Sigaramın ucundaki sıcaklığın, ayaklarımın altındaki soğuğa, közün kızıl renginin, karın beyazına uyumu gibi kafamın içiyle dışı. 

Yürüdüm. Fotoğrafta görünen adam da kayboldu, geç saatlerde kimse bulunmaz böyle yerlerde, küçük Anadolu şehirlerinde. En sevdiğim yanı da budur zaten. 

Sevdiğim birisi bana, 'bu dünyada sonu olmayan hiç bir şey yok' demişti. Her günümü ısrarla sona değil de sonsuzluğa götüren bu hislerle yaşamaya alıştım. 

Yürüdüm. 
Paketin de sonu geldi. Ayaklarım üşüyor. Ellerim üşümez hiç benim.Ceplerimden hiç çıkmaz çünkü ellerim. Burnum var üşüyen, kıpkırmızıdır şimdi. 

Durdum. 

Ayaklarının ezberlediği yollarda eksilen taşları bile tek tek sayarken, içinde kopan hangi parçanın peşine düşebildin ki ? 


23 Kasım 2011 Çarşamba

Sentetik ölüm

Boş bir masa var. Uzak biraz, biraz karanlık. Oturuyorum. Boş bir sandalye, bakıyorum yokluğunun gözlerine. 
Vazo var bir tane, içinde bir ölü çiçek. 
Sesler var, duyamadığım. 
Boş bakışlarımı üzerine alınan kızgın insanlar var. Oysa ki ne gördüğüm var, ne bildiğim. 
Ne kadar kalabalıkmış burası, getirseler ısrmarladığım kefenimi de gitsem.

' Çok güzel bir şarkı var sırada ; Aşkı Arama. 
...sen yabancı, ben yabancı. İki çocuk, dünya yabancı...' 

Anladığım sesler bunlar, sahneden gelen. 
İşime geleni mi anlıyorum ? 

Gözlerimi diktiğim bir tablo, deniz var alabildiğine mavi. Ufuk çizgisi, tıpkı üzerinde yürüdüğüm ip gibi, incecik. 

Korkuyorum, karşımdaki boş sandalyeyi en sonunda isteyecekler diye. 

16 Kasım 2011 Çarşamba

3 Adım



Giriş.
Çok sıcaktı. Güneş tepede sanki dünya dönmeyi reddediyormuş gibi yerinde duruyordu. Sıcaktı. Cehennem diye bir yerden bahsediyorlar biliyor musun? Hep ateş varmış. Böyle sıcakmış. Konuşurlarken duydum. Ah, işe bir bulut sonunda. Biraz olsun rahatlamak varmış. Düşünmeye kalan zaman bu. Beni yakan şeye yani güneşe ne kadar ihtiyacım var biliyor musun ? Büyümem için olmazsa olmazım. Hayat da böyle işte. Bu insanlar çok garip. Her şeye sahipler. Ama mutsuzlar. Merhaba ben domates. Şimdilik rengim yeşil. Kırmızı olunca daha mutlu olacağım. Bu insanlar bana gösterdikleri ilgiyi neden birbirlerine göstermiyorlar ? Halbuki ben yalnız da mutluyum. Onlar için üzülüyorum oysa. Sevgi diye bir şeyden bahsetti geçenlerde. Çok güzel bi kız. Upuzun saçları, bembeyaz bi teni var. Ağladı, toprağa karıştı gözyaşları. Artık içimde yaşıyor. 

Gelişme. 
Bugün o bahsettikleri cehennemi yaşıyoruz sanki. Ben ve arkadaşlarım kızarmaya başladık. Acaba biz de gider miyiz oraya ? Gerçekten o kadar çok mu ateş var ? Zaman geçtikçe daha zor geliyor. İlk andan beri biliyorum. Yakında alacaklar beni. Doğranacak içim, paramparça olacağım. İnsanların elleri hep parçalamaya, koparmaya mı yarar ? Birbirlerine yaptıklarını neden bize de yaparlar ? 


Sonuç.
Tahtadan bi kafesin içindeyim. Sarsılıyor tüm çekirdeklerim. Bana mal dediler. Üzerime diğer arkadaşlarımla aynı etiketi vurdular. Farklı değil miydim ben ? Onlar da benim kadar düşünebilirler mi ? Benim adım domates. Artık kıpkırmızıyım. Güneşle aramız iyi artık. Yanmıyorum eskisi kadar. İçim ezildi. Alıştım.



15 Kasım 2011 Salı

Çıkış

Gömleğin, kopan en kritik düğmesi kadar çaresiz , bir dostun dediği gibi ' boxer önü düğmesi' kadar da işlevsizim.

Kapının çarpışıyla uyandım. Gitti.
Bir gecelik sevişmemiz neden seninle ? Ey huzur, neden sabaha kadar kalamıyorsun ki yanımda ? Anlarımı doldurduğun için şükürle doluyken, saatlerimi, günlerimi, aylarımı,yıllarımı geçirdiğim yalnızlığınla isyandayım. 

Bir bakışlık mı karşılıklı oturuşumuz, bir adımlık mı kol kola yürüyüşümüz ? 
Kimin kollarındaysan şimdi, neredeysen gel, geleyim !

Paylaştıkça çoğalan tek şey karanlık benim hayatımda. O nedenle bir adım gerideyim. Herkesten, her yerden. 

Uzaktan uzağa, hayalden meyale kuruyorum hayatımı bir günden öbür güne.