23 Kasım 2011 Çarşamba

Sentetik ölüm

Boş bir masa var. Uzak biraz, biraz karanlık. Oturuyorum. Boş bir sandalye, bakıyorum yokluğunun gözlerine. 
Vazo var bir tane, içinde bir ölü çiçek. 
Sesler var, duyamadığım. 
Boş bakışlarımı üzerine alınan kızgın insanlar var. Oysa ki ne gördüğüm var, ne bildiğim. 
Ne kadar kalabalıkmış burası, getirseler ısrmarladığım kefenimi de gitsem.

' Çok güzel bir şarkı var sırada ; Aşkı Arama. 
...sen yabancı, ben yabancı. İki çocuk, dünya yabancı...' 

Anladığım sesler bunlar, sahneden gelen. 
İşime geleni mi anlıyorum ? 

Gözlerimi diktiğim bir tablo, deniz var alabildiğine mavi. Ufuk çizgisi, tıpkı üzerinde yürüdüğüm ip gibi, incecik. 

Korkuyorum, karşımdaki boş sandalyeyi en sonunda isteyecekler diye. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder